Dopamin, beyin tarafından salınan iyi hissettiren bir kimyasaldır. Bu kimyasal doğrudan motivasyonun yanı sıra bağımlılığın da içindedir. Bu çalışmalar, müziğin neden insanlık tarihinin başından beri dünyadaki duygusal olayların her zaman bu kadar büyük bir parçası olduğuna dair biyolojik bir açıklama buldu.
2. Hayatta bütün beynini kullanan az sayıda aktivite vardır ve müzik bunlardan biridir.
İşlevsel Manyetik Rezonans Görüntüleme (FMRI) ile, bir araştırma ekibi müzik dinleyen bir grup kişiyi kaydetti. Müzik dinlemenin işitsel alanları işe aldığını ve beyinde büyük ölçekli sinir ağları kullandığını buldular. Aslında, müziğin beynin duygusal, motorlu ve yaratıcı alanlarını harekete geçirebileceğine inanıyorlar.
3. Düzenli olarak müzik çalmak fiziksel olarak beyninizin yapısını değiştirir.
Beyin plastisitesi, beynin yaşam boyunca değişebilme yeteneğini ifade eder. Öğrenme ile ilgili değişiklikler çoğunlukla nöronlar arasındaki bağlantılarda meydana gelir. Müzisyenler çalışırken, korteks hacminin profesyonel müzisyenlerde en yüksek, amatör müzisyenlerde orta ve müzisyen olmayanlarda en düşük olduğunu buldular. ( kaynak )
5. Egzersiz yaparken müzik dinlemek, egzersiz performansınızı önemli ölçüde artırabilir.
Ayrışma, çaba algılarını azaltan çeşitlendirici bir tekniktir. Bu teknik, zihni yorgunluk duygularından uzaklaştırabilir ve canlılık gibi olumlu ruh hallerini yükseltebilir. Düşük ila orta dereceli egzersiz yoğunluğu sırasında müzik kullanarak, kendinizi egzersiz yaparken genel olarak daha zevkli bir deneyim ile bulacaksınız.
6. Duygusal bir bağ, en sevdiğiniz şarkı seçiminin nedeni olabilir.
Favori şarkılar genellikle içeriğe bağlıdır. Çoğu kişi en son çıkan şarkılara bağlı olarak en sevdikleri şarkıyı değiştirse de, uzun süreli tercihlerin esas olarak şarkı ile ilişkili bir belleğe duygusal bir bağlılıktan kaynaklandığı kanıtlanmıştır.
7. Kalp atışınız, dinlediğiniz müziği taklit edecek şekilde değişir.
Müzik, kalp atış hızını, kan basıncını ve solunumu modüle ettiği bulunmuştur. Kardiyovasküler sistem, 24 gönüllüden oluşan bir çalışmada, alçalmaların söndürülmesini ve krescendosun şişmesini yansıtıyordu. Ses düzenlerindeki ayırt edici değişikliklerin, gelişmekte olan bir fetüs kadar küçük olanlarda bile donatıldığı bulundu.
0 Yorumlar